Pazartesi - Cuma ( 9.00 - 17.00 )

Cumartesi ( 9.00 - 13.00 )

Kasıktan Kalp Kapağı Değişimi (TAVI)

20150216_111046-copy-1.jpg

Kasıktan Kalp Kapağı Değişimi (TAVI)

Kasıktan Kalp kapağı değişimi (TAVR veya TAVI) nasıl başladı, hangi hastalara önerilebilir?

     Son 14 yılda dünya genelinde 65 ülkede 300 000’den fazla hastaya TAVI işlemi uygulanmıştır ve her yıl giderek uygulanması artmaktadır. Peki bu yöntem yani ameliyat olmadan kasıktan kalp kapağı değişimi nasıl başlamıştır?

     Kalsifik aort darlığı (kireçli ve daralmış aort kapağı) gelişmiş ülkelerde en sık görülen kalp kapak hastalığıdır ve toplum yaşlandıkça görülme sıklığı artmaktadır. Aort kapak kalbimizden çıkan kanın vücuda atılırken ilk karşılaştığı kapaktır ve kan kalbin pompalanması ile vücuda atılırken aort kapak açılır ve kalp kasılması durunca kapanarak kanın kalbe geri kaçmasını önler. Aort kapak üç yapraklıdır, devamlı basınca maruz kalmaktadır ve yıllar içinde üzerinde kalsiyum birikerek yaprakçıklarda daralma başlayabilir. Daralma belirli bir düzeye ilerledikçe açılma kısıtlanır ve kalpten kanın vücuda atılması zorlanmaya başlar. Bunun sonucunda önce kalp kasında kalınlaşma başlar ve kalbin içindeki basınç giderek artar. Bu artan basınç geriye akciğerlere doğru yansır ve vucüdun oksijen ihtiyacı artınca az oksijen dağılımından dolayı önceleri yürürken, merdiven çıkarken nefes darlığı yorgunluk halsizlik gibi şikayetler başlar. İlerleyen dönemlerde göğüs ağrısı bayılma eşlik edebilir ve istirahatte veya çok hafif eforda ev içinde bile şikayetler olabilir. Şikayetler başladıktan sonra artık müdahale etmek gerekir çünkü ileri aort darlığında şikayetler varsa ve müdahale edilmezse hayatta kalma oranı 1 yılda % 60 ve 5 yılda % 32’dir.

Kasıktan Kalp Kapağı Değişimi (TAVI)

Kasıktan Kalp kapağı değişimi (TAVR veya TAVI) nasıl başladı, hangi hastalara önerilebilir?

     Son 14 yılda dünya genelinde 65 ülkede 300 000’den fazla hastaya TAVI işlemi uygulanmıştır ve her yıl giderek uygulanması artmaktadır. Peki bu yöntem yani ameliyat olmadan kasıktan kalp kapağı değişimi nasıl başlamıştır?

     Kalsifik aort darlığı (kireçli ve daralmış aort kapağı) gelişmiş ülkelerde en sık görülen kalp kapak hastalığıdır ve toplum yaşlandıkça görülme sıklığı artmaktadır. Aort kapak kalbimizden çıkan kanın vücuda atılırken ilk karşılaştığı kapaktır ve kan kalbin pompalanması ile vücuda atılırken aort kapak açılır ve kalp kasılması durunca kapanarak kanın kalbe geri kaçmasını önler. Aort kapak üç yapraklıdır, devamlı basınca maruz kalmaktadır ve yıllar içinde üzerinde kalsiyum birikerek yaprakçıklarda daralma başlayabilir. Daralma belirli bir düzeye ilerledikçe açılma kısıtlanır ve kalpten kanın vücuda atılması zorlanmaya başlar. Bunun sonucunda önce kalp kasında kalınlaşma başlar ve kalbin içindeki basınç giderek artar.  Bu artan basınç geriye akciğerlere doğru yansır ve vucüdun oksijen ihtiyacı artınca az oksijen dağılımından dolayı önceleri yürürken, 

merdiven çıkarken nefes darlığı yorgunluk halsizlik gibi şikayetler başlar. İlerleyen dönemlerde göğüs ağrısı bayılma eşlik edebilir ve istirahatte veya çok hafif eforda ev içinde bile şikayetler olabilir. Şikayetler başladıktan sonra artık müdahale etmek gerekir çünkü ileri aort darlığında şikayetler varsa ve müdahale edilmezse hayatta kalma oranı 1 yılda % 60 ve 5 yılda % 32’dir.

Kalsifik aort Darlığında uzun yıllardır tek etkili tedavi kapağın ameliyat ile daralmış aort kapağının değiştirilmesiydi. Ameliyat ile şikayetler kayboluyor ve en önemlisi normal yaşam beklentisi sağlanabiliyordu. Ancak çok yaşlı hastalarda ameliyatın kendisi ve ameliyat sonrası bakımda oluşan riskler ve yaşlı hastanın diğer organ sistemlerinden oluşan riskler sebebiyle her zaman ameliyat riski düşük değil bazen çok yüksek olmaktaydı. Bu yüzden de ameliyat gereken aort darlığı hastalarının en az üçte biri ameliyata verilemiyordu.

Hatta 1980’li yıllarda yaşın 75 üzeri olması cerrahi ameliyat için engel teşkil ediyordu. Bu yıllarda hastaya daha az travma oluşturacak olan ameliyatsız kalp kapağı değişimi için çalışmalar hızlandı. Öncelikle otopsi çalışmalarından ve sonra hayvan deneyleri ve insan üzerinde araştırmalar ile ameliyat olamayan hastalarda kireçli kalp kapağını devamlı açık tutacak bir kapak planlandı. Bu aşamada bir çok klinisyen ve mühendis birlikte çalışmıştır. Ve uzun yıllar süren hayvan çalışmaları sonrası 16 Nisan 2002’de cerrahi olarak ameliyat olması mümkün olmayan 57 yaşında bir hastaya doktor Cribier tarafından ilk insan aort kapağı ameliyatsız olarak yerleştirilmiştir. Sonraki takip eden yıllarda kapaklardaki ve mühendislikteki gelişmeler sonucu daha uygun ve az problemli kapaklar geliştirilmiştir ve geliştirmeye devam etmektedir. Bu gelişmeler sonucu önceleri sadece ameliyat olamayan hastalara önerilen TAVI artık ameliyat için yüksek riskli olan hastalarda da önerilmeye başlanmıştır. Hatta son yıllarda yapılan çalışmalar sonucu ameliyat için orta riskli olan hastalarda bile TAVI Yöntemi cerrahi ile ayni değerde bulunmuş ve kardiyoloji dernekleri tarafından bu tür hastalarda kullanımı kabul edilmiştir. Ancak burada şu an için her hastaya önermek doğru olmayacaktır. Önerilen bir kalp ekibi tarafından hangi hastanın ameliyata uygun hangi hastanın TAVI’ ye uygun olduğunun karar verilmesidir. Bu ekipte mutlaka kardiyolog, kalp damar

Kalsifik aort Darlığında uzun yıllardır tek etkili tedavi kapağın ameliyat ile daralmış aort kapağının değiştirilmesiydi. Ameliyat ile şikayetler kayboluyor ve en önemlisi normal yaşam beklentisi sağlanabiliyordu. Ancak çok yaşlı hastalarda ameliyatın kendisi ve ameliyat sonrası bakımda oluşan riskler ve yaşlı hastanın diğer organ sistemlerinden oluşan riskler sebebiyle her zaman ameliyat riski düşük değil bazen çok yüksek olmaktaydı. Bu yüzden de ameliyat gereken aort darlığı hastalarının en az üçte biri ameliyata verilemiyordu.

Hatta 1980’li yıllarda yaşın 75 üzeri olması cerrahi ameliyat için engel teşkil ediyordu. Bu yıllarda hastaya daha az travma oluşturacak olan ameliyatsız kalp kapağı değişimi için çalışmalar hızlandı. Öncelikle otopsi çalışmalarından ve sonra hayvan deneyleri ve insan üzerinde araştırmalar ile ameliyat olamayan hastalarda kireçli kalp kapağını devamlı açık tutacak bir kapak planlandı. Bu aşamada bir çok klinisyen ve mühendis birlikte çalışmıştır. Ve uzun yıllar süren hayvan çalışmaları sonrası 16 Nisan 2002’de cerrahi olarak ameliyat olması mümkün olmayan 57 yaşında bir hastaya doktor Cribier tarafından ilk insan aort kapağı ameliyatsız olarak yerleştirilmiştir. Sonraki takip eden yıllarda kapaklardaki ve mühendislikteki gelişmeler sonucu daha uygun ve az problemli kapaklar geliştirilmiştir ve geliştirmeye devam etmektedir. Bu gelişmeler sonucu önceleri sadece ameliyat olamayan hastalara önerilen TAVI artık ameliyat için yüksek riskli olan hastalarda da önerilmeye başlanmıştır. Hatta son yıllarda yapılan çalışmalar sonucu ameliyat için orta riskli olan hastalarda bile TAVI Yöntemi cerrahi ile ayni değerde bulunmuş ve kardiyoloji dernekleri tarafından bu tür hastalarda kullanımı kabul edilmiştir. Ancak burada şu an için her hastaya önermek doğru olmayacaktır. Önerilen bir kalp ekibi tarafından hangi hastanın ameliyata uygun hangi hastanın TAVI’ ye uygun olduğunun karar verilmesidir. Bu ekipte mutlaka kardiyolog, kalp damar

main-qimg-db91bcf1f733d0f8b8f7d16d9e7656af.jpg

cerrahisi uzmanı, anestezi uzmanı, radyoloji görüntüleme uzmanı ve olabiliyorsa geriatri yani yaşlı hastalıklar uzmanının olması hasta için en doğru kararın verilmesi için en uygun yaklaşımdır. Çünkü cerrahinin kendine ait riskleri ve komplikasyonları TAVI’nin de kendine ait riskleri ve komplikasyonları vardır ve ekip tarafından tartışılarak hangisinin uygun olduğuna karar verilmesi gerekmektedir. Ancak gelişmeler bu hızla giderse önümüzdeki on onbeş yılda aort darlığı olan hastaların çoğunda ameliyat yerine TAVI kararı alınacağı beklenebilir. 1940-50’lerde anjiyo başlaması 1970’lerde kalp damarlarına balon uygulaması 1980’lerden sonra stentlerin ortaya çıkması ve yaygınlaşması büyük gelişmelerdir. Dünyada ölüm oranları en fazla kalp damar hastalıklarından olmaktadır. Bu gelişmeler kalp damar hastalıklarından ölümleri azaltarak toplum sağlığına önemli katkılarda bulunmaktadır. Bunlardan sonra benim gördüğüm önemli bir aşama 2002 yılından sonra yaygın olarak kullanıma giren ilaç kaplı stentlerdir. Bu stentlerden sonra kalp damarlarının tekrar daralma ihtimalleri azalmış ve hastaların yaşam süreleri ve kaliteleri artmıştır. İşte TAVI yöntemi bu gelişmelerden sonraki heyecan veren en büyük gelişmedir. TAVI ile önceden ameliyat olamayacak bir çok hasta uzun zaman -öyle kalmasına göre- daha sağlıklı ve rahat yaşam imkanına kavuşmuştur. Ayrıca ameliyat olabilecek ama yüksek riskli birçok hastaya da aynı değerde alternatif bir tedavi seçeneği olmuştur.

Kimlere TAVI önerilir ?

     Her büyük hastanenin kendi bünyesinde oluşturacağı bir kardiyoloji kalp damar cerrahisi Konseyinde hastaların ameliyat riskleri, anestezi riskleri, damarlarının ve kalbinin durumu, bacak damarlarının uygunluğu, başka cerrahi gereksinimi olup olmadığı gibi birçok kritere bakılarak kimlere TAVI Kimlere cerrahi önerileceğine karar verilir.

TAVI işlemi nasıl yapılır?

     TAVI işlemi genelde hastanelerin anjiyo laboratuvarında büyük Bir ekip ile birlikte yapılır bu ekip İşlemi yapacak olan kardiyoloji hekimleri ayrıca hastaya acil bir durumda müdahale edebilecek olan kalp damar cerrahisi hekimleri ayrıca anestezi uzmanları, ekokardiyografi konusunda deneyimli kardiyoloji uzmanı ve destek sağlayan teknisyen ve hemşirelerden oluşur.

 TAVI sonrası ne zaman taburcu olunur? 

     TAVI nin Kendine ait riskleri olduğunu söylemiştim. Bunlar az bir oranda olsa da istenmeyen komplikasyonlar her işlemin doğası gereği belli bir oranda olabilir. Eğer ki bir sorun olmaz ise TAVI sonrası yoğun bakımda ortalama 1 gece kalınır ve ortalama 3-5 günde hastaneden taburcu olunabilir. Genel olarak taburcu olurken hasta ayakta ve yatak istirahati gerektirmeyen ancak bir kaç gün-1 hafta daha evde dinlenmeyi gerektiren bir durumda olmaktadır.

 

1200x548-old-1024x469.jpg

Ben de önceye göre yürürken çabuk yorulmaya başladım ve nefes darlığım oluyor ne yapmam gerekiyor ?

     Eğer ki önceye göre yürümenizde hareketlerinizde bir zorluk hissediyorsanız bu durumun birçok sebebi olabileceğini bilmelisiniz. Örneğin daha sık olarak tansiyon yüksekliği, şeker düzeyindeki dengesizlikler, kansızlık, kalp damar hastalıkları, koah, kalp yetmezliği, guatr bezi dengesizlikleri gibi hastalıklar böyle şikayetlere sebep olabilirler. Bu durumda öncelikle genel dahiliye, göğüs hastalıkları veya kardiyoloji hekimlerine direk başvurup teşhis ve tedavi olabilirsiniz. Ancak şikayet başladıktan sonra bazen tedavi için zaman kaybı olmuş olabilmektedir. O yüzden en iyisi aslında şikayetiniz olmasa da fizik durumunuza göre 45-50 yaşından itibaren düzenli olarak yılda bir  muayene olmak ve her yıl kan testleri akciğer filmi yaptırmaktır. Tabi ki diğer yazılarımda yazan fiziksel egzersiz diyet  önerilerine mutlaka uymak gerekir. Ortalama yaşam artmaktadır ve 2050 yılında gelişmiş ülkelerde yaşayan kadınların en az yarısının 90 yaşını geçeceği tahmin edilmektedir, erkeklerin de bu kadar olmasa da yakın şekilde yaşam sürelerinde artma beklenmektedir. Burdaki en büyük sebep birincil korunma dediğimiz hastalık çıkmadan hastalığın çıkmamasına yönelik atılacak adımlardır.

 Sağlıklı günler dilerim

Ben de önceye göre yürürken çabuk yorulmaya başladım ve nefes darlığım oluyor ne yapmam gerekiyor ?

     Eğer ki önceye göre yürümenizde hareketlerinizde bir zorluk hissediyorsanız bu durumun birçok sebebi olabileceğini bilmelisiniz. Örneğin daha sık olarak tansiyon yüksekliği, şeker düzeyindeki dengesizlikler, kansızlık, kalp damar hastalıkları, koah, kalp yetmezliği, guatr bezi dengesizlikleri gibi hastalıklar böyle şikayetlere sebep olabilirler. Bu durumda öncelikle genel dahiliye, göğüs hastalıkları veya kardiyoloji hekimlerine direk başvurup teşhis ve tedavi olabilirsiniz. Ancak şikayet başladıktan sonra bazen tedavi için

zaman kaybı olmuş olabilmektedir. O yüzden en iyisi aslında şikayetiniz olmasa da fizik durumunuza göre 45-50 yaşından itibaren düzenli olarak yılda bir  muayene olmak ve her yıl kan testleri akciğer filmi yaptırmaktır. Tabi ki diğer yazılarımda yazan fiziksel egzersiz diyet  önerilerine mutlaka uymak gerekir. Ortalama yaşam artmaktadır ve 2050 yılında gelişmiş ülkelerde yaşayan kadınların en az yarısının 90 yaşını geçeceği tahmin edilmektedir, erkeklerin de bu kadar olmasa da yakın şekilde yaşam sürelerinde artma beklenmektedir. Burdaki en büyük sebep birincil korunma dediğimiz hastalık çıkmadan hastalığın çıkmamasına yönelik atılacak adımlardır.

 Sağlıklı günler dilerim

Hakkında

2014 yılından bu yana Şişli Florence Nightingale Hastanesinde kateter ve anjiyografi laboratuarında yönetici ve sorumlu hekimdir. Aynı zamanda kardiyoloji yoğun bakımları için danışman hekimdir.

Ziyaretçi Sayacı

388904
Bugün
Dün
Bu Hafta
Geçen Hafta
Bu ay
Geçen Ay
Tüm Günler
1437
1674
5118
369733
6800
62153
388904

IP Adresiniz: 18.97.9.174
2024-12-04 20:40